SORUMLULAR HESAP VERMİYOR, İHMAL VE DENETİMSİZLİK ÖLDÜRÜYOR!

Blog Single

Basına ve Kamuoyuna

Dün sabah saatlerinde Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan bir tesiste, henüz belirlenemeyen bir nedenle çıkan yangında ilk belirlemelere göre 76 yurttaşımız yaşamını yitirmiş, onlarca yurttaşımız ise yaralanmıştır. Bu faciada yaşamını yitiren tüm yurttaşlarımızın yakınlarına başsağlığı, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz.

Yasal düzenlemeler ve kamusal denetim ile can kayıplarının yaşanmayacağı bu tip felaketler sermaye çıkarları ve kar hırsının egemen olduğu bu düzende facialara dönüşmektedir.

Bu düzende yangınlarda ölen, depremlerde göçük altında kalan, iş cinayetlerine kurban giden, açlığa ve yoksulluğa mahkûm edilen bizleriz.

Değerli arkadaşlar, değerli basın emekçileri

Yangın, ne zaman ve nerede başlayacağı belli olmayan ve ne kadar süreceği de önceden kestirilemeyen bir felakettir. Yapılması gereken tek şey bilimin ve teknolojinin gerekliliklerini yerine getirerek, her türlü önlemi almak ve uygulamaktır. Mühendislik çözümleriyle, periyodik bakım ve kontrollerle, denetimlerle önlenebilecek bu tür kazaların ölümlerle sonuçlanması ülkemizin gerçeği haline getirilmiştir.

Yangının çıkış nedeni ve binanın yangın güvenlik önlemleri hakkında yapılacak resmi bilirkişi incelemeleriyle netlik kazanacak olsa da, yangın ihbarı ve tahliye süreçlerinde eksikliklerin olduğu anlaşılmaktadır. Yangının başlangıç nedeninden bağımsız, kayıp sayılarından bile yangının gerçekleştiği tesiste yangın güvenlik önlemlerinin yeterince alınmadığı bariz bir şekilde görülmektedir. Sosyal medyada ve basında yayımlanan görüntüler, binanın zamanında tahliye edilmesinde ciddi aksaklıkların olduğunu göstermektedir. Merdiven boşluklarının dumanla dolması, üst katlardan atlamak dışında seçenek bırakmamış, dehşet verici görüntülere yol açmıştır.

Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan ve çalışanları hariç 237 kişinin konakladığı Grand Kartal Hotel’in otel kapasitesi; 161 oda ve 350 yataklı olduğu bilinmektedir. 350 Yataklı mevcut bina sınıfındaki otelde yangın çıktığında yayılımı engelleyen ve söndüren otomatik Yağmurlama (Sprinkler) sistemi zorunluluğu bulunmaktadır.

Ancak söz konusu binada çalışır durumda bir yangın algılama ve uyarma sistemi bulunup bulunmadığı, yangın söndürme sistemi olup olmadığı henüz bilinmemektedir. Dahası, bu tür sistemlerin zorunlu olup olmadığı da bir soru işareti oluşturmaktadır. Şöyle ki, binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik`teki "mevcut yapı" tanımı, eski binaların yangın önlemleri için zorunlulukları kaldırmış durumdadır. 29 Haziran 2017 tarihinde Resmi Gazete`de yapılan değişiklikle; 2007`den önce yapı ruhsatı başvurusu yapılmış ve o tarihten önce tamamlanmış binalar, "mevcut yapı" olarak kabul edilmiştir. Bu değişiklik, geçmişte mevzuat eksiklikleri nedeniyle alınması gereken yangın önlemlerinin eksik uygulanmasına yol açmıştır. Meslek odaları olarak uzun yıllardır bu düzenlemenin eksikliklerine dikkat çekmekte ve özellikle kamuya açık binalarda yangın güvenliği önlemlerinin yeterli olmadığı konusunda uyarılarda bulunmaktayız. Son yaşadığımız yangın da mevzuat eksiklerin giderilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Yine çok kritik olarak 2012 tarihinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yayımladığı genelge doğrultusunda yangın projeleri itfaiye elemanlarınca incelenmemesi ve iskan kontrolleri itfaiye tarafından yapılmaması durdurulmuş, ilgili denetimler ilçe belediyelerinin sorumluluğuna verilmiştir. Önleme, kurtarma ve söndürme olmak üzere üç sac ayağına dayanan itfaiye sisteminin bir ayağı törpülenerek, yangın incelemeleri ilçe belediyelerinin denetimsizliğine teslim edilmiştir.

Değerli arkadaşlar, değerli basın emekçileri

Yaşanan can kayıplarının sorumluları denetim görevini yapmayan kurum ve kuruşlar ile kar hırsıyla güvenlik tedbirlerini almaktan imtina eden sermaye sahiplerinden başkası değildir.

Ülkemizdeki denetim eksiği bir kez daha gün yüzüne çıkmıştır. Kamusal güvenliği öncelleyen meslek odaları olarak yıllardır yangın sistemlerinin ve ekipmanlarının periyodik olarak kamusal düzlemde denetlenmesi gerekliliğini ifade ediyoruz. Ancak bugün yaşadığımız bu acı tablo gösteriyor ki, meslek odalarımızın denetleme yetkisini bertaraf edenler, kulağını bilimin ve tekniğin gerçeklerine kapatıp, sermayenin ihtiyaçlarına cevap vermekten başka bir şey yapmamıştır.

Hayatını kaybeden yurttaşlarımızın yakınlarına tekrar başsağlığı, yaralanan yurttaşlarımıza acil şifalar diliyoruz. Emek ve meslek örgütleri olarak can güvenliği için alınacak önlemleri "kaynak israfı" olarak gören anlayışın terk edilmesi gerektiğini savunuyoruz. Ancak yasal düzenlemeler ve kamusal denetim ile bu felaketler önlenebilir. Görevlerini yapmayan, meslek odalarının raporlarını, bilim insanlarının söylediklerini kulak arkası eden bir siyasi anlayışla yönetilen kurumlar olduğu sürece insanlarımız hayatlarını kaybetmeye devam edecektir.

İlgili kurumlara, çağrımızı yineliyoruz, Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik`te acilen değişiklik yapılarak, kamuya açık tüm binalar için uzman mühendis bulundurma zorunluluğu getirilmelidir. Yangın algılama ve uyarma sistemlerine ilişkin zorunlu periyodik bakım ve kontroller tanımlanarak, bu sistemlerin her an çalışır durumda tutulması sağlanmalıdır. Mevzuat eksiklikleri nedeniyle zafiyetler oluştuğunu bir kez daha hatırlatıyor, gerekli düzenlemeler yapılana kadar yurttaşlara, bina yöneticilerine, işletmecilere, hastane, otel, yurt ve okul yönetimlerine, "zorunlu" olmasalar da önlem almaya çağırıyoruz.

Bizler emek meslek örgütleri olarak önlenebilir her ölümün birer cinayet olduğunu tekrar hatırlatıyor, adli ve idari soruşturmalar sonucu ihmali ve sorumluluğu bulunanların en kısa sürede cezalandırılmasını gerektiğini ifade ediyoruz.

Tüm ülkemizi yasa boğan bu acı olayın takipçisi olacağımızı belirtiyoruz, tüm sorumlular yargı önünde gerekli cezaları alana kadar, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz.

DİSK İstanbul Bölge Temsilciliği

İstanbul Tabip Odası

KESK İstanbul Şubeler Platformu

TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu